Bilişsel Çarpıtmalar: “Turkuaz, Yeşil mi Mavi mi?”
Maldivler’de okyanus hangi renktir, diye sorduğumuz zaman insanların bir kısmı mavi bir kısmı da yeşil der. Biraz daha renkler konusunda geniş bir perspektife sahip biriyse karşımızdaki alacağımız cevap turkuaz olur. Turkuaz yeşile çalan mavi rengidir ve sizin onu nasıl gördüğünüze göre değişir. Tıpkı renk paletindeki bu mükemmel tonu algılamada olduğu gibi hayatı ve olayları herkes farklı yorumlayabilir. Özellikle stres altında olduğumuz zaman düşüncelerimizi de olduğundan farklı algıladığımız çok fazla durum vardır. Örneğin, keyfinizin yerinde olduğu iyi dönemdeyken bir gün kötü geçen bir sunumun ardından, daha iyisi olabilirdi ama şu an böyle oldu bir dahaki sefere daha çok uğraşırım, diyebileceğiniz gibi uykusuz geçen bir gecenin ardından kötü bir dönemdeyken aynı sunum size iş hayatınızın sonuna gelmişsiniz gibi bir his verebilir. Normalde çok iyi bir sürücü olduğunuz halde, sevgilinizden ayrıldığınız zaman arabanızı sürttüğünüzde “ben de dünyanın en kötü şoförüyüm” diyebilirsiniz.
Biz insanlar düşünen varlıklarız ve zihnimizde oluşan düşünceler duygularımızı oluşturur. Zihnimizde bir düşünce ortaya çıkar, o düşünce doğrultusunda bir duygu yaşarız. O duyguya göre de hareket ederiz. Yani içinde bulunduğunuz koşullar sizin düşüncelerinizi şekillendirir; o düşünceler de o anki ruh halinizi etkileyebilir. Bunun sonucunda da o duyguya göre davranabilirsiniz. Bu döngü pozitif olabileceği gibi negatif de olabilir ve negatif olduğu zaman hayatınızı derinden etkiler. Çünkü düşünceleriniz algınızı oluşturur. Durumları ve kendinizi olduğundan daha negatif şekilde algılamaya başladıysanız “bilişsel çarpıtmalar” dediğimiz düşünceler zihninizi sarmış olabilir. Yani gerçekleri olduğundan farklı algılıyorsunuzdur. Bir örnekle açıklamak gerekirse; öğrenciyseniz, oldukça zor bir sınavdan çıktıysanız “sınav zor değildi, ben soruları çözecek kadar zeki değildim” diyorsanız, bu bilişsel çarpıtmadır. Çünkü problem sizin zeki olup olmamanız değildir. Sınav zordur.
Bilişsel çarpıtmalar burada bahsedildiği kadar basit ya da yüzeysel olmayabilirler; farklı problemlerde farklı şekillerde karşımıza çıkabilirler. Altında yatan problemler farklılaşabilir ve ciddi olabilirler ama çoğumuz stresli hayatlar yaşıyoruz dolayısıyla bilişsel çarpıtmaları stres altında olduğumuz zaman yapabiliyoruz. Genel olanlardan birkaç tane saymak gerekirse aşağıdakileri sayabiliriz:
Zihin Okuma: Akıl okumak çoğumuzun sahip olmak istediği süper güçtür ama ne yazık ki hiçbirimizde mevcut değildir. Siz bilişsel çarpıtmayı bu şekilde yapıyorsanız karşınızdakinin zihninden geçenleri “varsayarsınız” ve ona göre negatif çıkarımlarda bulunursunuz. Buluşmak için sözleştiğiniz arkadaşınızın trafikte kaldığı için gecikmesine “beni görmek istemiyor o yüzden oyalanıyor” demek buna örnektir.
Olumluyu Yok Sayma (Büyütme-Küçültme): Pozitif bir şey olduğunda bunu şans sayarken negatif bir şey olduğunda, sizden kaynaklı olmasa bile, kendinizi suçlamak olumluyu yok saymaktır. İş yerindeki bir sunum iyi geçtiğinde bunu dinleyicinin iyi niyetine bağlayıp, “sunum kötüydü ama beğendiler” demek kendi çabanızı görmeden gelmek gibi düşünebilirsiniz.
Keyfi Çıkarsama: Bir durum karşısında yeterince kayda değer kanıt olmadan öznel bir çıkarım yapmaya denir. Örneğin, ‘sadece çok çalışan öğrenci başarılı olur, ben zeki olsam da çalışmadığım sürece başarısızım.” demek. Çok çalışan öğrenci başarısız olabileceği gibi çalışmayan ama zeki bir öğrenci başarılı olabilir.
Seçici Soyutlama: Hayat bir bütünden ibarettir ve başımıza gelen olayları tek bir yönden ele almamız yanlış olur. Çünkü onların da kendi içinde bir bütünlükleri vardır. Yaşadığınız bir durumun sadece negatif bir yönüne odaklanıp onu genele yorarsanız seçici soyutlama yapmış olursunuz. Kahvaltıda üzerinize kahve döküldüğünde, dökülen kahve, tüm gününüzün berbat geçmesinin sebebi değildir. Siz ondan başlayarak o günü kötü diye nitelendirirsiniz ve bu da günü kötü yapar.
Kişiselleştirme: Aslında sizinle ilgili olmayan bir olayla kendiniz arasında gerçekçi olmayan bir ilişki bulup kendinizi suçlamanızdır. Bir çocuk okulda kızamık kaptığında annesinin “Eğer ben iyi bir anne olsaydım çocuğum kızamık geçirmezdi.” Demesi buna örnektir.
Aşırı Genelleme: Başınıza gelen bir durumu hayatınızın tümüne genellemenizdir. İlk girdiğiniz sınavda “matematik sınavından kaldım, matematikte hiçbir zaman başarılı olamayacağım.” Demek sizin başarınızı engelleyen bilişsel çarpıtmanızdır.
Ya Hep Ya Hiç Düşünceleri: Hayatınızda her şeyin siyah ya da beyaz olması durumu, grilere yer vermemek anlamına gelir. Olayları yorumlamada bir orta yolunuz yoktur. Her şey keskin çizgilerle ayrılmıştır. Kesin sonuca çıkan, “Eğer bu işe girmeyi başaramazsam hayatım boyunca işsiz kalacağım.”şeklinde bir yorum ya hep ya hiç düşüncelerinden biridir.
-meli/-malı Cümleleri: Kendinize karşı her zaman bir gereklilik ve zorunluluk belirten beklentiler oluşturan cümlelerdir. Üzerinizde her daim kendinizden kaynaklı bir baskı oluştururlar. Gerçekçi olmayan hedefler koymak buna örnektir ve “eğer mutlu olmak istiyorsam iyi bir eşim, çok kazandığım ve başarılı olduğum bir işimin olması gerek.” gibi bir cümle kurabilirsiniz.
Felaketleştirme: Adından da anlaşılacağı gibi bir olay karşısında olayın etkilerinin çok ötesinde felaket senaryoları kurmak ve onlara inanmaktır. Partnerinizle kavga edip “bu kavganın sonunda kesin ayrılacağız, ben başka kimseyle beraber olmayacağım için yalnız ve mutsuz öleceğim.” dediğinizde belki küçük bir kavgayı bir sona dönüştürürsünüz.
Peki, bilişsel çarpıtmalarla baş etmenin bir yolu var mı? Tabii ki var. Bütün bu negatif düşüncelerinizin geldiği kökleri bulmayı başarırsanız o düşünceleri değiştirmeyi de başarabilirsiniz. Bilişsel çarpıtmaları biz kendimiz yaparız. Bir olay olur. Bunun sonucunda da zihninize negatif düşünceler dolar. Kendinizi kötü hissedersiniz. Öfke, hüzün, endişe ya da kaygı gibi bir duygu yaşarsınız. Kendinizden beklentinizi yükseltirsiniz ve gerçekleri olduğundan farklı görmeye başlarsınız. Durup iki kere düşünmek, yaşadıklarınızı sakin kafayla tekrar tartıp gözden geçirmek ve bağlantıları bulup, duygularınızı keşfetmek, bilişsel çarpıtmalarınızı yenme konusunda size oldukça yardımcı olacaktır. Tabii ki bu yolculukta tek başınıza olmak zorunda değilsiniz. Bir profesyonel yardımıyla kendinize karşı acımasız olmamayı ve algınızı değiştirmeyi öğrenebilirsiniz. Çünkü zor olan problemi keşfetmektir. Çözmeye hazır olduğunuzda, süreç sizin için uzun ama öğretici bir yolculuk haline gelir.
Kaynaklar: Burns, D. (2012). İyi hissetmek. Çev. Tuncer, E.). İstanbul. Psikonet Yayınları.
Beck, A. T. (2005). The current state of cognitive therapy: a 40-year retrospective. Archives of General Psychiatry, 62(9), 953-959.
https://www.cansuvarol.com/blank-2/2017/10/16/Alg%C4%B1lar%C4%B1n%C4%B1za-Ne-Kadar-G%C3%BCveniyorsunuz-Bili%C5%9Fsel-%C3%87arp%C4%B1tmalar